Trabzon Yazıları 5

Yıllaaaar yıllaaar öncesi şu kapıdan belki binlerce kez girip çıkmışım :)

onca yolu gitmişken oğlumla kampüse gitmemek olmazdı imkan oldu ve gittik kimsecikler yoktu yanımızda götürdüklerimizle piknik yaptık çok keyifliydi farklı bir duyguydu 

Oğlumla orda dolaşmak ona anlatmak o zamanları 

hayır istemediğinde fotoğrafını kaç tane çekersem çekeyim gülümsemiyor :P

pandemi zamanı olmasa oralar boş olmazdı eminim ki kantinimiz açık olurdu bir çay içerdik

binanın içindeki bu merdivenlere hep hasta olmuşumdur bir taraf hep aşağa bir taraf hep yukarı :)

18 emekli öğretim üyefinden 11 prof la okumuşum zamanında bununla sonradan öğrendim ki çokça gurur duymam gerekirmiş 

ki zaman geçtikçe verdikleri temek için minnet duyuyorum

bol bol yeşil bolca yeşilin tonu 

dayısıyla testere kullanmayı öğrendi gayet güzel tecrübeleri oldu sanki :)

pikniklerimizden kırk kat örtü aldık yanımıza çünkü yerler hafifi ıslak ve soğuktu :) çok sooğuk

sobanın yanında lego keyifleri

pepino çiçeklerini anımsadınız mı 

annesi orakla odun keserse elbet o da öğrenecekti :) ben onun yaşında tırpan ağzı dövüp keskinleştiriyordum 

şimdi o işin de kolayı çıkmış çimen kesme makinesi plastik ip gibi bişeyle geçiyorlar çayırdan oldu bitti 

tablette de tabii ki oyunlar oynandı 

hırkasını battaniyesini gördünüz değil mi ve evet ağustosta :)

semaverle bir başka gün 

kabak çiçeğinin yanında taze fasulye yaprakları ile de sarma sardık deli lezzetli bişeydi ama nar ekşisini aradım köy olunca tabi aramakla kalıyorsunuz :)

kardeşim de çocuklarla bayrama gelince naaaptık annemin evinin yarısını boyadık :) 

yarısını zira hacım büyük ev başa bela onların da izni az olunca badanaya heba etmeleri olmazdı hepsini ,elden geleni yaptık

işin keyfini tabii ki çocuklar çıkardı bdadna akşamı çoduklara film açtım keyifle ilediler

halasının guzusu büyümüş yaaa

şu baraj gölüne nazı fotoğraf her gidişimde çekerim çünkü ben çocukken o arka taraftaki dağın dibinde bir camii vardı her defasında önünden geçtiğimiz bakkallar tuzlu çubuk aldığımız

sabahın 8de şehre inince parklar bomboşken çocuk parkı da gördük uzun zamandan sonra

veee çaykaranın soğuk derelerine de gitmedik demeyelim

buz gibi su 

o kadar hızlı akıyor ki bi dk gözümü ayıramadım kayaya çıktığında 

sadece fotoğğraf çekilmek için seyir terasından baktık uzungöle 

ama heryer çok kalabalıktı durmadık oralarda

dokunma çocuğum elini yıka çocuğum hemen kolonya dökelim 

böyle olmuyor böyle çok zor 

kardeşim arabayla gelmese köyden bir yere gitmezdim ben vesileyle iki değişik yer de gördük 

anne annenin kapısını da boyadık gerçi benim akrilik boyaların aksine yağlı boya ne ağır kokuyormuş arkadaş yaaa

anası gibi çayır toplamayı da denedi öğrenmesi gerekiyordu zira :) 

kapımız da fena olmadı hani annem koyu bulsa da :) 

lego tramvay nasıl olmuş sabahın köründe anne çalışırken oğlan da rus bir dedenin anlatımından yaptı 

kendi icatlar yapmayı da seviyor ama bu videolarda parçaları nasıl değişik kullanabileceği konusunda ufkunun açıldığına inanıyorum 

kulak pamukçuğunun çubuğundan üstteki telleri yapmak aklımıa gelmezdi bizim 

çok ilginç deniz kabukları topladık 

arkadaşım motif motif örmüş nasıl yapsak derken günler sora örgüye tığa ipe dokundum :)

kahvelerimizn fallarına çocuklarımız baktı çok eğlendiler hayal etmeye çabalamalı ve bunla eğlenmeleri çok güzeldi iki ortaokul arkadaşının çocukları 

zaman çok acımasız

o köyde ben sisler içinde köy otobüsü gelsin diye beklerdim evime dönmek için şimdi şehrin parçası olmuş oralar

pepinolar da büyüyor baksanıza o mor çiçekler nasıl güzel olmuş 

kendi elleriyle topladığı fındıklar taze taze kavurduk çünkü o iş için toplamış :)

otlar değmesin aman dokunmasın ay kafama yaprak düştü nidaları 

Allahım çocuğum bana hiç benzeyemiyor 

soğuk çoook soğuktu  :)  ynaımda çoook soğuklara karşı bişey götürmediğimden küçük kardeşimin eşofmanlara dadandım 

proje üssüm yemek masası sobanın hemen yamacı :)

köye ilk çıktığımızda bir poaça denemem oldu yeminle undan soğudum beceriksizliğime bakakaldım taş gibi olmuştu çünkü :P 

sonra mı sobanın ayarları anam tekrar edip benle dalga geçince birden usta oldum kuzinede kek yaptım yaa :)

pepinoların ne kadar hızlı büyüdüğünü düşünmüştüm bu fotoğrafta ama bu dönüşün yaklaştığı anlamına geliyordu

zaman mor çiçeklerin meyve dönüşü demekti

kooca bahçeden şuncacık fındık çıktı bu sene bakalım seneye ya nasip kısmet

eveeet azimle son günün akşamı da yaktım semaveri :) anama yaktığım odunlar kadarını kesip bıraktıysam bolca odun attım gece karanlıkta da izlemek için 

bunlar üç komşunun fndıkları merkzdeki evin terasına dökmüştük çocukluğumda o terasta fındıktan yürüyemezdik o kadar çok olurdu ki aaah ah o bile değişiyor

eskinin duvar halılarını anımsadınız mı 

çocukluğumda oturduğum evin iç merdivenlerinde böyle kilimler hep vardı o merdivenleri süpürür yıkar sererdik temiz temiz :)

son günden bir gün önce yine beton helvadan dondurma istedi oğlum 

hatta geçen bursada belediyeye gitmemiz lazım dedim çıkcaz 

beton helvadan dondurma yiyebilir miyiz dedi 

bir şeyi çok iyi öğrenmiş demek ki memleketten :)

dondurmasıyla insansız yollarda yürürken tarih müsezi varmış görmek ister misin dedim bak surların üzerinde olur dedi biz de gitti 

o macerayı da bir sonraki yazıya bırakayım ne dersini çoook uzun oluyor bu yazılar

yürüdüğümüz yol şu solda karşıdaki bina benim zamanımda çocuk kütüphanesi idi şimdi metruk bir bina gibiydi :(

sağlıkla kalın canlar